Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
26 YIL SONRA FARKLI BİR ŞEHİRDE YAŞAMAK Mahalle kültürünün ağırlıkta olduğu bir yerden, kalabalık caddelerin bir sürü sesin olduğu ama maalesef birbirine selam vermeyenlerin olduğu bir yere taşındım. Doğduğum ve 26 yılımı geçirdiğim ev; üç katlı, dalından sebzeyi, yeşilliği, meyveyi alıp toprak kokusuyla yediğim, hangi mevsimde olduğumu bahçesindeki ağaçlara bakarak anladığım, kuş seslerini her vakit duyabildiğim, kapanan kapının hangi komşumuzun kapısı olduğunu kapının sesinden anladığım, alt ve üst komşumun sadece komşu değil hem dertleştiğim hem konuştuğum; muhabbeti, tatlıyı, tuzluyu paylaştığım, haftada birkaç gün görmeye alışık olduğum yüzlerle; kadınların, erkeklerin, akrabaların, arkadaşların, tanıdıkların, aşina olduğum sesleri, dertleri, yaşantılarıyla günlerimi geçirdiğim bir evdi. Daha sonra kalabalık bir caddede, 9 katlı bir apartmana taşındım. Farklı bir şehir farklı bir ev her şey farklı. Bu kadar farklılık ve değişiklik içinde, varlığıyla içimde huzur, gönlümde mutluluk
 EVLİLİK  Adına görücü usulü, tanışarak, tanıştırılarak her ne denirse densin. Birbirini ne kadar tanıdıklarını düşünseler de aynı evi paylaşmadan anlayamayacakları kavram: evlilik. İki farklı kültür, iki farklı mizaç, iki farklı cinsiyet en önemlisi de iki farklı birey, önceden aynı ortamı uzun süreli paylaşmadığı bir insanla bir anda aynı ortamı paylaşmaya başlar. İki insan en az iki farklı düşünce, eylem, davranış, duygu demek. Kadın ya da erkek hangi cinsiyetten olursak olalım. İlk önce can olduğumuzu, değerli olduğumuzu ve de bir kalp taşıdığımızı unutmamamız gerekiyor. 
BİR CANIN GELİŞİ İnsan dünyaya gelir. Anne karnının güvenli, huzurlu, korunaklı alanından bir anda bambaşka bir alana açar gözlerini. Başta anlayamaz nerede olduğunu. Dokuz ay boyunca sadece sesini duyduğu ve hislerini algıladığı ona tebessümle, gülen gözleriyle bakmakta.. Anne; çocuğunun her anına şahitlik edecek. Ona bildiği her şeyi öğretecek. Ona emanet edilen canlıyı koruyup kollayacak. Hayat yolunda bir canlıya rehberlik edecek. Çocuğuyla beraber o da fark edecek ki ne çok bilmediği şey varmış. Tabi öğrenmeye, eleştirilmeye açık ise..  Baba; başlarda anne kadar yoğun yaşayamıyor duygularını içinde bulunduğu anlarla ilgili neler hissedeceğini bilmiyor. Eğer babalığını gösterebilmesine fırsat veren bir eşe, aile ortamına sahip ise yavaş yavaş o da hissedecek bir canlının ona emanet edildiğini ve o canlının doğmasına onun vesile olduğunu. Her kulaktan bir ses duyacak anne. Onu öyle yapma şunu yap ve daha nice dış bilmiş sesler topluluğu. Bu dış sesler farkında değillerdir: "bir